Ana içeriğe atla

Yaratıcılık

Farkında Olmak ve Fark Yaratmak 

Kutsal kitaplarda yaratılışla ilgili anlatılan pek çok bilgininin özünde uyum, farkında olma ve yaratıcılık vardır.
"Tanrı yeri göğü ve yer ile gök arasındakileri yarattıktan sonra eserine  " Çok güzel uydu "  sözü yaratıcılığın tarihçesi ve biz insanlara bir tanrı vergisi beceri olarak kabul edilmelidir.


Küçük çocukların zihinleri fikirlerle doludur ama okula gittiklerinde keşfetme, riske girme ve yaparak deneyimleme özgürlüklerini kaybederler.

"Çocukluğumuzu, sınavlardan geçme gibi yapay bir beceriyi öğrenerek geçiriyoruz. Öğretmenlere bizden beklediklerini sunmayı öğreniyoruz. İşe başladığımız zaman da uyumlu ve aynı olmaya şartlanmış oluyoruz. Toplantılarda hep “kutunun dışını düşünmek”ten söz ediyoruz ama o kutunun dışına çok ender olarak çıkıyoruz.

“Ya yenilikçi olursun ya da yok olur gidersin” sözü sadece bir slogan değil, yaşamsal bir gerçek. Yaratıcılık, bir işletmenin sahip olabileceği en rekabetçi avantaj. Firmaların yeni fikirlerle canlanmaya ve taze düşüncelere ihtiyacı var. Ancak bir sorun var; etrafta fikir üretebilecek o kadar çok insan yok!
Bu durumu irdelemek için iki şeye ihtiyacımız var. Öncelikle, Hollywood tarafından popülerleştirilen, yaratıcı sanatçının normal insanlardan daha farklı bir kumaşa sahip olduğu ve yaratıcılığın gizemli, anlaşılmaz ve öğretilemez bir şey olduğu yargısını bir kenara bırakmamız gerekiyor.
Yüksek sanattan değil, insanların hayat güçlerini kullanabilmesini sağlamaktan söz ediyoruz. Herkes Mozart olamaz elbette ama herkes şarkı söyleyebilir. Herkesin doğuştan yaratıcı olduğuna fakat okuma yazma ve sayılarla işlem yapmayı öğrendiğimiz okulda yaratıcılığımızın köreltildiğine inanıyorum. Elbette kompozisyon ve resim dersleri var ama aslında bunlarda da uyum ve riayet öğretiliyor.
Okulların hiçbir zaman yaratıcılığı ortaya çıkaracak şekilde tasarlanmamış olması üzücü bir gerçek. Çok az insan bunun farkında olsa da  Amerika ve daha pek çok ülkenin eğitim sistemleri on dokuzuncu yüzyıl Prusya modeline dayanıyor. Çocuklara meydan okumaları ya da yaratıcı bir şekilde düşünmeleri değil, itaat etmeleri öğretiliyor. Bu yüzden, öğretmen sınıfa girdiğinde dikkat kesiliyoruz. Amerika’dan Çin’e, öğrencilerin üniforma giymesi de bu yüzden.
Bu sistem, özellikle belli mesai saatlerine bağlı kalarak fabrikalarda çalışan ve otomobil parçaları gibi şeylerin üretildiği üretim hatlarının başında duran mavi yakalı işçilerin yetiştirilmesinde işe yarıyordu. Ancak artık arama motorlarının olduğu bir dünyada bu sistem iflas etmiş durumda. Acil olarak okullarda yaratıcılığı öğretmemiz gerekiyor.
Silikon Vadisi’nden tüm o icatların çıkmasının bir sebebi bence, burada çalışanların büyük bir kısmının eğitimden kaçmış olması.  Eski bir Apple reklamında dendiği gibi: “Çılgınların şerefine!”Kurallara ve tabulara karşı gelen daha çok insana ihtiyacımız var.
Geleneksel olarak, yaratıcı kimseler liderlik basamaklarını her zaman tırmanamayabiliyor. Bunun artık değişmesi gerek. Hem iş odaklı hem de yaratıcı düşünebilen, yaratıcı liderlere ihtiyacımız var. Bu liderler, beyinlerinin sağ ve sol taraflarının ikisini de kullanabilmeliler.
En önemlisi, bu yaratıcı insanlara şirketlerin yönetim kurulu toplantılarında ihtiyacımız var. Ancak onların toplantı salonlarında yaratacağı değişikliğin etkisiyle iş dünyası daha yenilikçi olabilir, daha cesur ve heyecan uyandırıcı fikirlerle dolup taşabilir.
Kimbilir, bu yepyeni bir dönemin başlangıcı bile olabilir; insanlığın yaratıcılık çağının. Hepimiz bunun ne kadar gerekli olduğunu her zamankinden fazla biliyoruz."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇOCUK VE YARATICILIK

Duran Çelik Measurement & Assessment Specialist Learning Consultant  ELEŞTİREL DÜŞÜNMEDEN   YENİLİKÇİ DÜŞÜNCEYE  Akıl yürütme becerileri ve hayal gücünün; mantık, muhakeme ve duygu akışı ile işlenmesi sonucu oluşan denge üzerine inşa edilen yenilikçi düşünceye yaratıcı düşünce denir. Bazılarına göre yaratıcılık "içinde hapsolduğu kutunun dışını görme" , "kutunun dışındakileri düşünme" becerisi olarak tanımlanır. Ders Programları ile hedeflenen tüm okul kazanımları ile elde edilen bilgi "güç" ise okul yıllarında kazandığı bilgileri yeni bilgi ve beceri geliştirmekte kullanabilme becerisi en büyük değerdir. Okulda elde edilen akademik başarı, bireyin yaratılıştan getirdiği biyolojik kapasitesi yanında, anne, baba, aile çevresi öğretmen, okul ve akran ilişkilerinin karmaşık bir bütünüdür. Erişilecek en yüksek performans   bireyin kapasitesi , çaba ve gayreti yanında ebeveyn, öğretmen, okul, akran gibi dış etkenlerin sa...

İnternet ve Sosyal Medya Bağımlılığı

Ne Zaman Bağımlı Olduk? https://www.youtube.com/watch?v=C9zsstUy_tQ Çok değil çeyrek asır önce yani 90’lı yıllarda, 21. Yüzyılı yakalamak isteyen uluslar ile eğitim kurum ve kuruluşlarının hızla www…. uzantılı global internet erişimi ile tüm dünyayı saran küresel ağa ulaşmak için verdikleri mücadeleye ve teknolojik gelişmelere şahit olduk. 60’lı yılların sonunda Amerikan ordusunun kendi iç iletişim ağı olan www. Uzantılı internet,   90’lı yıllarda önce Amerikan sonra tüm dünya üniversiteleri arasında küresel bir iletişim ve etkileşim ağına dönüşmüştür. Son 10 yılda ise tüm dünya da olduğu gibi ülkemizde de köyden şehre tüm yaşam alanlarımızda hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmayı başardı. İnternetin hızla gelişmesi insan yaşamını birçok yönden kolaylaştırmakla birlikte, erişimin kolay ve yaygın hale gelmesi, internet kullanım süresinin artması internet ile ilgili olumsuzlukları da 2000’li yılların başından itibaren gündeme getirmeye başlamıştır. Bireyl...

Sınavlarda Gerçekte Neyi Ölçüyoruz?

Çoktan Seçmeli Testlerle Neyi Ölçüyoruz? Çoktan seçmeli testler, geniş bir kapsamı kısa bir sürede yoklaması,bir oturumda çok sayıda bireyi test etmeye olanak vermesi ve yanıtların objektif biçimde puanlanması gibi özellikleri ile uzun yıllar tercih edilmiştir. Çoktan seçmeli soruların bu avantajları yanında önemli bazı sınırlılıkları da bulunmaktadır. Bunlardan biri bireylerin tahminle/şansla puan kazanma olanağının bulunmasıdır. Çoktan seçmeli sorunun yapısı gereği her sorunun belli sayıda (üç-beş)hazır yanıtları (seçenekleri) vardır. Bu durum soruyla ölçülen özelliğe sahip olmayan veya kısmen sahip yanıtlayıcıyı şansını kullanarak doğru yanıtı bulmaya yöneltir. Yanıtlayıcının tahminle verdiği yanıt doğru olduğunda bundan puan kazanır.Bu durum, testin puanlarına dayalı olarak verilecek kararların geçerliğini ve güvenirliğini önemli ölçüde zedeler. Test geliştiriciler bu eğilimin önüne geçebilmek için kazanılan puan üzerinde şans başarısı için düzeltme işlemi uygularlar. Bu...