Ana içeriğe atla

DURAN HOCA İLE KAHVE TADINDA BİR SÖYLEŞİ


Duran ÇELİK
*Araştırmacı Yazar
Akademik Danışman/Değerlendirme Uzmanı (Educational Counsaltant/ Assessment Specialist

 "Hayatıma yön veren şey neydi diye çocukluk yıllarıma döndüğümde,
Babam, Bekir Çavuşun:                      
 “Annem Beni Yetiştirdi
Bu Vatana Yolladı .
Al sancağı teslim Etti
Allaha Ismarladı.”
Bazen türkü oldu dilimde, bazen de yürüyüş yolumda Marş oldu söylendi

DURAN HOCA İLE
KAHVE TADINDA BİR SÖYLEŞİ

Köyümüz Kırşehir ili Çiçekdağ kazası  Ayvalı’nın ilk gurbete çıkan, ilk üniversiteli entelektüel köylüsü Duran Hocanın   Milli Eğitim Bakanlığından emekli olduktan sonra İzmir’e yerleştiğini,  İzmir’de Özel Kurumlarda Okul Geliştirme ve Ölçme ve değerlendirme süreçlerinde   Akademik Destek ve Danışmanlık  hizmeti verdiğini  duymuştum. 

İzmir’de bir Özel Okulun Ölçme ve Değerlendirme Servisinde buldum kendisini. Geçmiş’e dair köyümüze dair, hikaye tadında bir sohbet yaptık. Sohbetin birinci bölümünü  Kırşehir Kültür ve Sosyal yaşamından bir kesit olarak dergimizin bu sayısında bulacaksınız. Umarım zevkle okursunuz .

Duran Hocam;  Babanız Bekir Çavuş,  Allah gani gani rahmet eylesin, köyümüzün genç, ihtiyar bütün okur-yazarları üzerinde emeği var.  Onu nasıl biri olarak hatırlıyorsunuz?

Bugün Ayvalı ve civar köylerde orta yaşlı ve yaşlı olup ta  Kur’anı Kerimi okuyabilenler, nasıl ki Hanefi Hocanın Rahle-i tedrisatından geçmişlerse;  Türkçe alfabe ile ilk okuma –yazma bilenlerin çoğunun yolu babam Bekir Çavuş’un  Rahle-İ Tedrisatından geçmiştir. 
Köyün gençlerine okuma yazma öğretmek için uzun askerlik hizmeti sonrası, köye döner dönmez eşeğini Keskin Pazarına çekip satarak, bir eşek yükü kitap, defter kalem aldığını ve köyün gençlerine okuma-yazma öğrettiğini Hayri Amca,  Mahir Amca gibi yaşlılardan duymuştum.  Hatırımda kalan ve belki de tüm yaşamımı yönlendiren  şey neydi diye çocukluk yıllarıma döndüğümde bana ezberletip uygun adım marş ile söylettiği; 
     
     “Annem Beni Yetiştirdi

      Bu Vatana Yolladı .
      Al sancağı teslim Etti
      Allaha Ismarladı.”


 

    


Babam Bekir Çavuş


Okul ve gurbet yollarında bazen türkü oldu dilimde, bazen de yürüyüş yolumda uygun adım marş oldu.
Kireç boyalı evimizin duvarlarının dili olsa da babamın kara tahta niyetine o duvarlarda işaret parmağımı tutarak  harfleri, heceleri sonra da sözcükleri yazdırması,  başardığımda mutlu yüzünü hatırlıyorum.
Çok çalışkan üretken bir insan. Derin bir tarihi kültürü ve Milliyetçilik şuuru vardı. Gençliğinden , köyümüzün tarihinden ülke tarihinden sohbet etmeyi çok severdi. Haksızlığa tahammül edemezdi. Derdi ki “ Oğlum bu dünya da  haksızlık olmamış olsaydı, hukuka da ihtiyaç olmazdı ”. Siz hep hakkınıza razı olun Dürüst olun haksızlık yapmayın derdi.

Duran Hocam, sizin ilkokulda okumayı söktükten sonra köyün yaşlılara Battal gazi Romanları, tarihi menkıbeler okuduğunuzu duymuştum. Tarihe olan ilgi ve merakınızı da biliyorum.  Ölçme ve Değerlendirme  farklı bir alan değil mi? Ölçme ve Değerlendirme  deyince ne anlamalıyız.?

Duranhoca: “Temel Reis, Uzun bir sefere çıkmadan önce ihtiyacı olan tayfaları bulmak için Giresun limanında karaya çıkmış.
---Ula Dursun! Tayfa lazım daa?
---Reis hepsi kahvededir. Seç beğen al.
Temel Kahvedekileri sıraya dizer. Elinde çotanak, hepsine aynı soruyu sorar. Ha bu Nedür?  Kimisi findik, kimisi fındık, kimi ceviz, kimisi badem farklı cevaplar verirler. Temel “FİNDUK “ diyenleri ayırır gemiye alır seferine gönül rahatlığıyla çıkar.
İşte Temel reisin bu nedir? Sorusu ve verilen cevaplar ölçme sürecini, fındık ölçme aracını; finduk diyenleri seçmesi de değerlendirme sürecini özetleyen güzel bir örnek. Eğitim, öğrenme, öğretme, tanıma, işe alma, işten çıkarma, yerleştirme, ödül verme, sertifika-diploma verme gibi işlemlerle hayatın her alanında ölçme ve değerlendirme ile iç içeyiz.
Milli Eğitimi Geliştirme Projesi kapsamında Test Geliştirme uzmanlık eğitimi için ABD’ye gittiğimde ölçme ve değerlendirmenin ne kadar önemli bir alan olduğunu fark ettim. Bir doktorun hastasına ait olmayan veya hatalı araçla çekilen röntgen filmine bakarak yanlış teşhis koyması nasıl felaketlerle sonuçlanırsa; İnsanın bedensel, zihinsel ve duygusal niteliklerine tanımadan yapılan ölçme sonuçları da eğitimcileri yanlış kararlar almalarına neden olabilir. Bugün dünyada bilgi üretmenin güç, becerinin ise hayatta kalma

Rahmetli Emine Ebem sizin köye sık gelememenizden şikayet ederdi. Derdi ki. Oğlumun öğrenciliği daha bitmedi. Hala okuyor diye dert yanardı ?  Okul bitti mi? 

Duranhoca: Bitmedi. “Beşikten mezara ilim öğrenin” diyen bir peygamberin, “Yaradan Rabbi’nin adıyla oku” diye başlayan bir Kur’an  dini mensuplarıyız. Bitmez de.  Annemin vefat ettiğini Necatibey caddesinde bir ciltçi dükkanında öğrendim. ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsünde -Oda rahmetli oldu- Prof. Dr. Gül Hanımın başkanlık ettiği jürinin karşısına çıkmadan önce Yüksek Lisans Tez çalışmamı kitaplaştırıyordum.
Ağabeyimden gelen telefonla birlikte köye cenazesine yetiştim. Bir Cuma günüydü. Alnı secdede iken ruhunu teslim etmiş. Mekanı cennet olsun.

Bu okuma aşkı bana bir Baba vasiyetiydi. Etiopya’lı Çocukların okul yolu belgeselini izledin mi? Altı yaşındaydım. Belimize kadar gömüldüğümüz karlı yollarda  yaya bazen de yolumuzu şaşırarak komşu köye ilkokula giderdik . İki sene. Sonra bizim köye ilk okul açıldı.1960’lı yıllar hiç unutmam babam VEGA radyosunu kulağından hiç düşürmezdi. 



                    
 Sen bilmezsin belki. Dedenin haberi yoktu. Ağabeyim Osman, Baban İsmet, Apdi dayının Osman, Payalının Duran, Kilimli Köyünden Ekrem adında biri. Hepimizi köyden toplayıp Çiçekdağı’na götürdü, ortaokula kayıt ettirdi. Rahmetli Hacı Mustafa dayı “Bekir çavuş çocukları gavur mektebine götürüp yazdırmış” deyince, Baban ile Osman devam edemediler geri geldiler J

1965-66 Çiçekdağı OO 
Çiçekdağı ortaokulu 3. Sınıfta okurken Amerikan barış gönüllüsü (Mister Mass) İngilizce öğretmenimiz gitti. İngilizce derslerin boş geçecek diye babam beni Kırşehir Kale ortaokula götürüp yazdırdı. Benim Dil Öğrenme çabamda, bir yıl İngiltere’ye, 2 yıl ABD’ye gitmem de Babamın “dil öğren oğlum vasiyetinin” etkileri çok büyüktür.
  
Babanızın insanlara yaptığı iyilikler, köy ortamında her husumeti adaletle çözmek için gösterdiği çabalar çok anlatılır. Hatırladığını bir anınız var mı bununla ilgili?

     Çook var. Rahmetlinin elinden kalem cebinden defter düşmezdi. Dinlenmek için bağda kazmatı, bel’i bırakınca cebinden hemen defteri çıkarır bir şeyler yazardı. Bazen de saatlerce süren yaşanmış hikayelerinden, karşısındaki bir çocuk –genç fark etmez usanmadan, anlatırdı.

Ankara’da Atatürk Anadolu lisesinde fizik öğretmenliği yaptığım yıllardı. Rahmetli Gazi dayı Numune hastanesinde ameliyat olmuş. Ziyaretine gittim. Çok mutlu oldu. Ellerimden tutup yanına çekti. Beni sevdiği ve gurur duyduğu her halinden belli idi. Sana Babanla bir anımı anlatmazsam olmaz dedi. Başladı tane tane anlatmaya:
Gazi dayımdan (Gazi Bedir, mekanı cennet olsun) dinlediğim anı :

 “8-10 yaşlarında çocuğum. Babam ile  Apdi Ağanın kavgalarına şahit oldum. Apdi Ağa benim yürüme yolum üstüne neden kül döküyorsunuz diye dedeme çıkışmış, dedem de benim duvarımın dibinden gideceğine az öteden git demiş. Apdi Ağa : Vay buralar benim milkim.(mülküm) siz dışarıdan geldiniz vb. sözlerle kavgayı uzatınca. Dedem git oğlum 1. Aza Bekir Çavuşu çağır buraya gelsin yoksa elimden bi kaza çıkacak” dedi beni babana gönderdi.  Bekir dayımı çağırdım, geldi. Hiç unutamam.
“Baban bi Apdi Ağa’ya baktı. Bi dedem Hanefi Çavuşa baktı eliyle küllüğü işaret ederek. “ Apdi Ağa apdi ağa sen ki Tahir Ağanın oğlu Apdi Ağa sın”, Dedem Hanefi Hocaya dönerek, “ sen ki koskoca Hanefi Hocasın.  Sizin akranlarınız Ankara da Çankaya’yı paylaşıyorlar bağ bağ, bahçe, bahçe. Siz de buralarda küllük kavgası ediyorsunuz. Yazıklar olsun.  Abdi ağa ne olmuş az öteden git”  dedi Apdi Ağa homurdana homurdana uzaklaştı.” Zaman geçtikçe çok daha derin anlamları olduğunu bizzat yaşantım boyunca gördüm.

 “Gel zaman git zaman Ankara’ya yolum düştüğünde babamın çiçekli köyünden 40 altına aldığı 100  dönüm tarla fiyatına Ankaradan Keçiörenden 100 dönüm çiftlik satıldığını öğrendiğimde Baban Bekir Çavuşun sözleri aklıma geldi. Nur içinde yatsın okumuş yazmış ileri görüşlü adammış biz bilemedik kıymetini vesselam.”
Tüm geçmişlerimizin anısına rahmetle ve saygı ile anıyoruz.


Röportaj :  Necati SÜNGER


Etiketler: Duran Çelik, Ayvalı, Çiçekdağı, Kırşehir,  Eğitim, Ölçme, Değerlendirme, 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇOCUK VE YARATICILIK

Duran Çelik Measurement & Assessment Specialist Learning Consultant  ELEŞTİREL DÜŞÜNMEDEN   YENİLİKÇİ DÜŞÜNCEYE  Akıl yürütme becerileri ve hayal gücünün; mantık, muhakeme ve duygu akışı ile işlenmesi sonucu oluşan denge üzerine inşa edilen yenilikçi düşünceye yaratıcı düşünce denir. Bazılarına göre yaratıcılık "içinde hapsolduğu kutunun dışını görme" , "kutunun dışındakileri düşünme" becerisi olarak tanımlanır. Ders Programları ile hedeflenen tüm okul kazanımları ile elde edilen bilgi "güç" ise okul yıllarında kazandığı bilgileri yeni bilgi ve beceri geliştirmekte kullanabilme becerisi en büyük değerdir. Okulda elde edilen akademik başarı, bireyin yaratılıştan getirdiği biyolojik kapasitesi yanında, anne, baba, aile çevresi öğretmen, okul ve akran ilişkilerinin karmaşık bir bütünüdür. Erişilecek en yüksek performans   bireyin kapasitesi , çaba ve gayreti yanında ebeveyn, öğretmen, okul, akran gibi dış etkenlerin sa...

İnternet ve Sosyal Medya Bağımlılığı

Ne Zaman Bağımlı Olduk? https://www.youtube.com/watch?v=C9zsstUy_tQ Çok değil çeyrek asır önce yani 90’lı yıllarda, 21. Yüzyılı yakalamak isteyen uluslar ile eğitim kurum ve kuruluşlarının hızla www…. uzantılı global internet erişimi ile tüm dünyayı saran küresel ağa ulaşmak için verdikleri mücadeleye ve teknolojik gelişmelere şahit olduk. 60’lı yılların sonunda Amerikan ordusunun kendi iç iletişim ağı olan www. Uzantılı internet,   90’lı yıllarda önce Amerikan sonra tüm dünya üniversiteleri arasında küresel bir iletişim ve etkileşim ağına dönüşmüştür. Son 10 yılda ise tüm dünya da olduğu gibi ülkemizde de köyden şehre tüm yaşam alanlarımızda hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmayı başardı. İnternetin hızla gelişmesi insan yaşamını birçok yönden kolaylaştırmakla birlikte, erişimin kolay ve yaygın hale gelmesi, internet kullanım süresinin artması internet ile ilgili olumsuzlukları da 2000’li yılların başından itibaren gündeme getirmeye başlamıştır. Bireyl...

Sınavlarda Gerçekte Neyi Ölçüyoruz?

Çoktan Seçmeli Testlerle Neyi Ölçüyoruz? Çoktan seçmeli testler, geniş bir kapsamı kısa bir sürede yoklaması,bir oturumda çok sayıda bireyi test etmeye olanak vermesi ve yanıtların objektif biçimde puanlanması gibi özellikleri ile uzun yıllar tercih edilmiştir. Çoktan seçmeli soruların bu avantajları yanında önemli bazı sınırlılıkları da bulunmaktadır. Bunlardan biri bireylerin tahminle/şansla puan kazanma olanağının bulunmasıdır. Çoktan seçmeli sorunun yapısı gereği her sorunun belli sayıda (üç-beş)hazır yanıtları (seçenekleri) vardır. Bu durum soruyla ölçülen özelliğe sahip olmayan veya kısmen sahip yanıtlayıcıyı şansını kullanarak doğru yanıtı bulmaya yöneltir. Yanıtlayıcının tahminle verdiği yanıt doğru olduğunda bundan puan kazanır.Bu durum, testin puanlarına dayalı olarak verilecek kararların geçerliğini ve güvenirliğini önemli ölçüde zedeler. Test geliştiriciler bu eğilimin önüne geçebilmek için kazanılan puan üzerinde şans başarısı için düzeltme işlemi uygularlar. Bu...